17 Mart, 2015

KÜÇÜK EVLERE BÜYÜK DOKUNUŞLAR.....

DEKORASYON ÖNERİLERİ


                  Merhaba;bugün size dekorasyon önerilerinde bulunacağım.

                  Eviniz küçük ise işte size dekorasyon önerileri.Küçük ve karanlık odanız var ise duvar ve halı renginiz mümkün olduğunca açık tonlarda olmalıdır. Açık tonlar kullanırsanız odanız daha büyük görünecektir. Odaya canlılık katmak için oturma grubunuz ya da aksesuarlarınızı canlı renkte tutarsanız odanıza renk katmış olursunuz.  Örneğin oturma odanız küçük; işte size iki farklı dekorasyon örneği,               




                  Peki, yatak odanız küçük ise ne yapmalı? Oturma odanız gibi yine açık tonlar kullanılmalı.


                  Çocuk odaları küçük de olsa kullanışlı hale getirilebilir. Nasıl mı? İşte size iki farlı alternatif. Duvar rengi koyu seçilen örneğimizde döşeme rengi açık tercih edilmiş. Dolap kapak renkleri ve yatak örtüsü canlı renk tercih edilmiş bu da odaya ayrı bir hava katmış.  Çok küçük odası olanlar böyle bir şey tercih ederek yerden tasarruf sağlayabilirler.




                   Hiç daha önce böyle bir mutfak hayal ettiniz mi? İlk kez görüyorum minicik evlere mükemmel bir seçenek.





                     Şimdi bir özetleyelim. Eğer odanız, mutfağınız, banyonuz küçük ve karanlık ise odanın zemini ya da duvar rengini açık ton tercih edin. Döşeme koyu renk ise mutlaka halınız açık tonlarda olsun. Oda karanlık ise mobilyanın da açık tonlarda seçilmesi yerinde olacaktır. Perdeniz açık renkte olmalıdır. Odaya canlılık katmak istiyorsanız aksesuarlarınız koyu ya da canlı renklerde tercih edilebilir.


                     Şimdilik benden bu kadar…..

UFAK UFAK DİKİŞ MACERALARIM...

                     Uzun zamandır giysilerimin çoğunu kendim tasarlayıp diktiriyorum. Bunlardan bir tanesini sizinle daha önce paylaşmıştım. Kızımın doğum gününde diktirdiğim anne kız kombinim.



                      Dedimki acaba bende dikebilirmiyim :). Kursa gitmeyi denedim ancak talihsizlik ki kursa adımı yazdırmama rağmen beni çağırmayı unutmuşlar. Sonra da kayıt doldu gidemedim. O kadar istememe rağmen gidemeyince dedim internette onca videolar, paylaşımlar var ben neden yapamayayım incelersem başarırım dedim. Kadın isterse yapamayacağı şey yoktur...

                     İşte ilk denemem. Düz, bol bir elbise yapmaya karar verdim.Direk giyip çıkabileceğim. Likralı bir kumaşı tercih ettim.






                       

                 En basit modelimle işte elbisem....







16 Mart, 2015

Pudra-Siyah Düşler

              Yeni bir kombin önerisi ile karşınızdayım.Bu defa hem baharı hem asaleti simgeleyen renkler bütününü ele aldık.

              İşte asaletin rengi siyah ve pembe....


                Asla vazgeçemediğim renkler bütünü.Bu tonları kombinleyerek şık ve asil bir görüntü  elde edebilirsiniz.

                Seçtiğimiz bu kıyafet parlak kumaştan olduğundan ayakkabı ve çanta seçimini rugandan seçmeniz yerinde olacaktır.Seçtiğiniz eşarp ya da şalınızda parlak olması gereklidir.Aksi halde eşarp ya da şal sönük kalacak ve kombininizin havasını bozacaktır.

               Yine aynı tonlarda aksesuarlar seçebilirsiniz.Ben tema rengimiz olan siyah ve pembe renklerinden oluşan gözlük ve cep telefonu kılıfını tercih ettim.Sizler tercihinize göre sadece siyah ya da sadece pembeyi tercih edebilirsiniz.

02 Mart, 2015

Siyah-Beyaz Dokunuşlar...

Siyah; Siyah (ya da kara), bir renk değil renksizliktir.
Kimi toplumlarda ölümü çağrıştırdığı için siyah, genellikle matemin rengi olarak bilinir. Bu nedenle batı toplumlarında cenazelerde siyah renk hakimdir. Japonlar ise matem rengi olarak bütün renkleri emen siyah rengin yerine, içinde bütün renkleri barındıran beyaz rengi tercih ederler. Aynı zamanda bazı toplumlarda matemi, hüznü temsil ederken Japonya’da mutluluğu temsil eder. Afrika ve Mısır’da ise bereketin rengidir. Yağmurlarla dolu kara bulutlardan alır bu anlamı.
Siyah hem gecenin hem de evrenin karanlığının rengidir. Bu sebepledir ki Mevleviler dönmeye başlamadan önce siyah pelerini fırlatıp atarlar. Bu sembolik davranışın anlamı kötülüklerden sıyrılmaktır.
          Siyah otoritenin, gücün, istikrarın ve sağlamlığın rengidir. Akılla da ilişkilidir. Si Güçlü duygular uyandıran, ciddi, ağırbaşlı bir renktir; fazla miktarda siyah kullanıldığında insanları alt etmek, bastırmak kolaylaşır. 
Milattan önce 7. y.y.’ın sonları ve 6.y.y.’da seramik sanatında siyah figür tekniği uygulanmıştır. Kahramanların hayatlarını seramiğe minyatür tekniğinde siyah olarak işlemişlerdir. Bu da onlara göre siyahın gücü ve kahramanlığı temsil ettiğinden kaynaklanmaktadır.
Dünya`nın ve İslamiyet’in merkezi ve mutlak güç sahibi Rabbimiz`in evi olan Kâbe-i Muazzama’nın örtüsü de siyah renktedir. Peki, acaba nedeni nedir? Eskiden Kâbe-i Muazzama’ya siyah örtü örtülmüyordu. Halife Nasır zamanında siyah örtülmeye başlandı.
Bir şair bunun sebebini nükteli bir şekilde şöyle dile getirir. “Kabe-i Muazzama ‘ya neden siyahlar giyindiğinin sebebini sorar ve Kabe-i Muazzama şöyle cevap verir. “Ben siyaha bürünmeyeyim de kim bürünsün. Sevgili Muhammed (s.a.v.) 53 sene burada yaşadı ama Mekkelilerin eziyetinden dolayı benden ayrıldı. Ben o günden beri karalara bürünürüm ve bana kara örtülü Kâbe derler. Medine-i Münevvere de ona kavuştuğundan yeşile büründü. Ona da yeşil kubbeli Medine derler.
Siyah ışığı yok etmesi sebebiyle algıyı dağıtan unsurların etkisini en aza indirebilen ve bundan ötürü kolayca konsantrasyon sağlamasıyla bilinen bir renktir. Araştırmalara göre Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah ve gün ışığı almayan odaları tercih etmiştir. Tıpkı bunun gibi Kabe-i Muazzama’nın siyah rengi de insanın matem hissine bürünüp aynı zamanda maneviyatın en derin noktalarına odaklanarak ibadet etmesini sağlar.
Dilimizde siyahla ilgili kara gün/ kara haber gibi pek çok olumsuz tabir olduğu gibi olumlu olarak da kara göz/kara kaş güzellik ifadesi olarak kullanılmıştır. Siyah çoğumuzun düşündüğü gibi olumsuz değil aksine özgüveni en çok motive eden ve olumlu yönde etkileyen renktir.
Beyaz; saflığı duruluğu ifade eder. Soğuk kanlılığı, asaleti, masumiyeti, istikrarı ve devamlılığı temsil eder. Gelinliklerin genelde beyaz olması bu masumiyet ve saflığı temsil etmesindendir.Düşünce gücünü arttırır. Beyaz berraklığı temizliği duruluğu yansıttığından sağlığı da çağrıştırır, beyaz renk başta hastaneler ve ilaç firmaları olmak üzere sağlık alanında oldukça sık kullanılır. Hatta dikkat ederseniz neredeyse bütün ilaç kutuları beyaz renktedir.
Ancak bazı ülkelerde beyaz, hüzün veren, dertlerini ve sıkıntılarını hatırlatan bir renktir.Belki de bu yüzden, Uzak Doğu Asya ülkelerinde ve özellikle Çinliler arasında beyazın matem rengi olduğuna inanılmaktadır.
Beyaz rengi seven insanlar genellikle, temizliği, aydınlığı ve düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş, soğuk kanlı ve uzlaşmacı kişilerdir.
Her renk gibi beyaz renk de insan sağlığı üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Yapılan araştırmalar özellikle, akciğer ve bağırsak hastalıkları ile şeker hastalığının tedavisinde beyaz renkten faydalanılabileceğini göstermektedir.

Asaleti temsil eden bu iki renk bütünleşmesi insana apayrı bir tarz katmakta ve asilleştirmektedir.

Vogue.com.tr - Barbie de artık halktan biri

Vogue.com.tr - Barbie de artık halktan biri

Gerçek Çiçeklerle Moda Tasarım Çizimleri




Gerçek çiçeklerden şahane moda çizimleri...



Fashion-Design-Illustrations-Out-Of-Flower-Petals-2.jpg (564×564)Fashion-Design-Illustrations-Out-Of-Flower-Petals-5-600x600Fashion-Design-Illustrations-Out-Of-Flower-Petals-7Fashion-Design-Illustrations-Out-Of-Flower-Petals-16
Gercek çiceklerden moda tasarm çizimleri

KADIN İSTERSE 1

           Facebookda açmış olduğum Kadın İsterse grubumda her hafta bir başarılı kadını konu alacaktım.Ancak dedimki bloğum da neden böyle bir paylaşım olmasın ve sizinlede burda paylaşmaya karar verdim.Dilerseniz www.facebook.com/groups/433979840100231 adresinden gruba katılıp, sayfamızı takip edebilir,sizde başarı örneklerini paylaşabilirsiniz.

          İşte başarmış kadınlardan ilkini sizlere aktarıyorum dünyanın en genç milyarderi;Elizabeth Holmes....




         Şubat 1984 Washington doğumlu Elizabeth Holmes, Cerrah, mühendis, mucit ve Birinci Dünya Savaş kahramanı olan büyük büyük babasının hikayesinden çok etkilenmiş. Daha dokuz yaşındayken insanların iğne korkusunu fark etmiş. Kan tahlillerinde iğneden başka bir yöntem kullanılabileceği fikri üzerine kafa yormuş.

         Elizabeth Holmes, henüz 19 yaşında Stanford Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrenciyken, okulu bırakma kararı alıp, kendi şirketini kurma hayalini kovalamış. Şirketinin adı Theranos. Okula ödediği paranın çok daha verimli bir şekilde kullanılabileceğini düşünen Elizabeth, kurduğu şirket ile sağlık sektörüne devrim niteliğinde yenilikler getirmiş. Kimya öğretmeni Channing Robertson ile okulu bırakma ve kendi şirketini kurma fikrini paylaştığı zaman, Elizabeth'e sorula soru şuydmuş: "Neden tüm hayatını riske atarak bunu yapıyorsun?"

      "Dünyada eşi benzeri olmayan bir teknoloji yaratmak istiyorum ve bu teknoloji ile etnik köken, yaş, cinsiyet, ülke farkı gözetmeden insanlığa yardım etmek istiyorum. "Elizabeth'in Kimya öğretmenine verdiği cevap bu şekildeymiş. Bu sözleri söylerken gözlerinde beliren ateş ve arzu, kimya profesörünü hemen ikna etmiş ve profesör, Elizabeth'in başarıya ulaşacağına tüm kalbiyle inanmıştı.


        Theranos, Eliizabeth Holmes tarafından 2003 yılında, Kaliforniya eyaletinin Palo Alto kentinde kurulmuş. Holmes, kimya mühendisliği okuduğu sıralarda, SARS gibi Uzakdoğu’ya özgü hastalıkların teşhis ve tedavisi üzerine çalışmalar yapmış. Hocası Profesör Channing Robertson’ın desteğiyle yüksek teknolojili kan tahlili yapmak üzere küçük bir krediyle şirketini oluşturmuş. İşlerini o kadar gizli yürüttüğünden 2007’de bir şirket çalışanının bilgi çalmak suçu nedeniyle  Santa Clara’da mahkemelik olana dek. Basının da kamuoyunun da bilgisi olmamış. Geçen yıl Wall Street Journal’da çıkan Holmes röportajından sonra  Theranos, daha  fazla gizli kalamamış ve herkes tarafından öğrenilmiş.

        Hastalıkların anlaşılabilmesi için doktorların hastalarından istediği geleneksel kan alma işlemleri sigortanız karşılamıyorsa oldukça pahalı ve  sonuçlarını almak bazen haftalar boyunca sürebiliyordu ve sonuçlarda hata olma olasılığı oldukça yüksekti. Elizabeth'in amacı, kan testlerini daha kolay hale getirecek yeni bir teknoloji geliştirmekmiş. İğnelerden nefret ediyor ve kan testlerini daha basit, herkes tarafından kolaylıkla ulaşılabilen ve en önemlisi daha ucuz bir işlem haline getirmek istiyormuş. On yıllık süre boyunca, belirlediği amaç uğruna çalışmalarına devam eden Elizabeth başarıya ulamış ve kan alma prosedürünü küçücük bir parmak ucu işlemine dönüştüren teknolojiyi geliştirmiş.

        Elizabeth'in yarattığı teknoloji, parmak ucundan kan örneği alma işlemi için kullanılan bir donanım ve yazılımı içeriyor. Parmak ucundan alınan kan "nanotainer" ismi verilen ufak bir şişede depolanıyor.

        Elizabeth’in keşfettiği ve Theranos  adlı şirektinin imal ettiği bu teknoloji sayesinde sonuçları piyasaya oranla yüzde 70 daha ucuz bir bedel karşılığı hastaya, 24 saat içinde e-pos-tayla bildiriliyor. Klasik tahlillerde sonuçlar üç günden önce alınamıyor. Tahlil yaptırmak için hasta olmanız da gerekmiyor. Kan örneğini verdikten sonra, nasıl sağlıklı kalmanız gerektiği, ne yiyip ne yiyemeyeceğiniz size bildiriliyor.
Sağlıklı mısınız, hastalığa eğilimli misiniz, tahlilde bazı kalemlerin yüksek ya da düşük oluşu beslenmenizde ne anlama geliyor? Bunları düşük bir bedel karşılığı öğrenmek istemez miydiniz? Kolesterol seviyesi için kan tahlilinin fiyatı 2.99 dolar. Tam kan tahlili için ise fiyat 9.90 dolar.

        Sağlıktaki bu devrim, tahmin edeceğiniz gibi Silikon Vadisi’nden çıktı. Herkes bu vadide, bilgisayar dünyasına bir yenilik getirebilmek, bir fark yaratabilmek için çaba sarf ederken 30 yaşında bir kadın, insanların sağlık meraklarını paraya çevirmeyi başardı.

        Bu veri kargaşasını bir düzene koymayı düşünen Elizabeth Holmes, sıfırdan kurduğu şirketi, kısa sürede 9 milyar dolarlık bir kuruluş haline getirmeyi başarmış. Fakat Holmes’un başarısı çabuk ve kolay olmamış. Okuduğu Stanford Üniversitesi’nin kampüsünde 11 yıl önce projesini geliştirmeye başlamış. Teknolojinin ve iletişimin böylesine yoğun olduğu bir dünyada insanlar hastalıklarını önceden öğrenemez miydi? Daha doğrusu, hastalanmayı önleyecek tedbirleri, sağlıklıyken alamazmıydı? Arkadadaşları o yıllarda henüz yeni yeni ortaya çıkan Facebook’la ilgilenirken Holmes, bir köşede ‘sağlık gözlem projesini şekillendirmeye başlamıştı bile.

        Bugünlerde ABD’de herkes Elizabeth Holmes’un başarısını konuşuyor. Kendisi, yüksek teknolojili bir kan tahlili şirketi kurdu ve en genç milyarder kadın girişimci oldu…